borderline kişilik bozukluğu

dokuz önemli kişilik bozukluğunun en zor teşhis ve tedavi edilenidir. bir sonraki aşaması şizofreni ya da şizopital bozukluktur. hastaların en belirgin özellikleri; - belli bir zeka düzeyinin üstündedirler. kendilerinden az zeka düzeyine sahip kişilerle paylaşımda bulunmak mutsuzluklarına neden olur. - bir insana ya da duruma ait düşünce ve duyguları çok değişkenlik gösterir. bir insandan nefret ederken bir anda yakınlık duyabilirler ya da o insanı çok severken bir anda düşmanlık besleyebilirler. ve bütün bu duygular en üst seviyede yaşanır. - korunmasız seks yaparlar. - hızlı araba kullanmayı severler. bu hastalığı taşıyan ve teşhisleri gecikmiş hastaların bir çoğu eğer hiç tedavi görmemişlerse, genellikle yüksek hızda araba kullanırken ve genel olarak da otuzlu yaşlarda hayata veda ederler. bir borderline hastası bir araba kazasında öldüyse orada asla fren izi bulunmaz. (bkz: duvara karşı) - çok kolay yalan söylerler ve yalanlarını detaylarla desteklerler. - onlarla aşk yaşamak çok zevkli ve tehlikelidir. her şeyin dibine vurmayı sevdikleri için her türden zevki en üst düzeyde yaşarlar ve yaşatırlar. bir borderline hastasıyla flört eden bir kadın, kendini her anlamda ayrıcalıklı hisseder. sosyal yaşam, cinsellik , eğlence ve kültür faaliyetleri hayatında görmediği şekilde hayatına dolar ve başdöndürücü anlar yaşanır. taki ayrılık sözü edilene kadar. o andan itibaren borderline hastası sevgili tamamen başka bir adam olur. ocentilmen, harika gülümsemesi olan, ve hiç yaşamadığınız tutkuları, aşkı ve incelikleri, size adeta bir gösteriymiş gibi müthiş performanslarla sunan adam gerçek bir hastaya dönüşür. ağlayıp yalvarmaktan, ölüm tehditlerine kadar gidebilecek değişken ve tehlikeli davranışlar sergilerler. ayrılığın bahsine bile tahammülleri yoktur. ölümcül ya da çok üzücü olabilirler. yine de zekaları halen aynı düzeyde oldukları için sizi yeniden etkileyebilecek güce ve sözcüklere sahiptirler. siz uyurken onlar yeni günün yalanlarını ve gösterilerini planlarlar.

bu hastalık için izlenebilecek film(bkz: filth)

kendisini iyi, başarılı, güzel ve mutlu hissederken birden bire tam tersinde hissedebilir. intihara eğilimlidirler. sürekli duygu değişimleri öfke, sevinç, kaygı olabilir. kendisini boşlukta hissederler. birisinin önce yere göğe sığdıramama, daha sonra yerin dibine sokma gibi durumlar sık sık görülür. yalnızlığa tahammülleri yoktur. hayatlarında birilerine ihtiyaç duyarlar. ihtiyac duydukları insana taparlar, karşılık bulamazlarsa nefret ederler.

halk dilinde dengesizliktir.

tanısı koyulacak diye korkudan doktora gidemedigim rahatsızlık

modern toplumun ve modern hayatın getirdiği psikolojik rahatsızlıklardan biri olduğuna inanıyorum. bir ananın karnından bu halde doğmak biraz zor olsa gerek insan yaşadıkça değişiyor.

ambivalance dediğimiz aynı nesneye karşı birden değişen duygu durumu yaşarlar şöyle izah etmek isterim ki mesela senden nefret ediyorum ne olur beni terk etme tam bir borderline tutum cümlesidir. cinsel dğrtüleride son derece yoğun olabilir. dışarıdan bakıldığında farkedilexek bir bozukluk değildir. hemen tanıda koymak kolay olmaz. ciddi bir psikiyatrist analizi gerektirir farmakoloji olarak semptomatik tedavi verilir yani bireyde anksiyete veya varsa depresyona yöneliktir. lakin asıl tedavi pasikoterapitir. çünkü hastalığın genel anlamda temelinde anneyle oluşan veya oluşamayan bağ yatmaktadır. genelde toplumda insidansta kadınlarda erkeklere oranda daha sık karşılaşılan. bireyde kişilik bozukluğunun bir etkisi olarak bu bozukluklara bozukluk ego ile uyumludur biz buna egosintotik demekteyiz birey bu durumdan muzdarip olmaz kendinde ki ters giden şeyleri farketmez çevreyi kendine uydurmaya çalışır bunu anlamak içi özellikle alanda ki kişilere (bkz: senden nefret ediyorum ne olur beni terk etme ) kitabını önerim ben tamamını okudum okulda sunum için gerekliydi ve (bkz: girl interreptud) izletin oradaki kızda da borderline ı görebilirsiniz. ayrıca yalnızlığa tahammülleri yoktur biz buna nesne açlığı diyoruz. ve devamlı terkedildikten korkusu yaşarlar özellikle ikili ilişkilerde bireyleri en çok yorabilen semptom da budur

insana dengesizliğini en uçlarda yaşatan bir ruhsal rahatsızlık.

kendimi bildim bileli içine çekildiğim bir bataklık. daha iki sene önce, çok başarılı bir psikiatrist tarafından durum farkedildi, o zamana kadar sürekli yanlış teşhis ve tedavilerle hayatım mahvoldu. tahminen 9 yaşında yaşadığım travmadan kaldığı düşünülüyor, o günden beri iki yakam bir araya gelmedi, görünüşe göre de gelmeyecek.

#724486 şu olayla birlikte bana yapışıp kalan korkunç rahatsızlık. "hayatım boyunca hiçbir şey başaramayacağım/tamamlayamayacağım" dedirtir. hele ki burcunuzun en keskin özelliği kincilikse, öfke patlaması sırasında öldürücü intikam şekilleri belirir insanın içinde. genellikle bu intikam karşındaki kişiyi duygusal olarak çökertecek şeyler olur. (gözler önünde kendi bacağına bıçak sokmak, "hastayım ve sebebi sensin" demek, bütün eksikleri karşıdakinin yüzüne vurmak ya da "tabi ben zaten kimim ki" tepkileri gibi.) on sn. önce müthiş planlar yapıp bunları harekete geçirecek enerjiyi fazlaca hissederken, birden bire tuvalete gidecek mecali bulamazsın kendinde. hayat seni boğuyor gibidir, kimse seni anlamıyordur. öte yandan, müzik zevki olmayan, sevmediğin bir burca ait olan ya da pembe parlatıcı sürmüş bir insandan rahatlıkla tiksinebilirsin. ve onları anlayamayacağı şekilde aşağılamak büyük zevk verir. karşındaki anlamadıkça daha çok zevk alırsın. ama bu kişiyi tanımaya başlayınca öyle bir seversin ki, kolunu kes dese kesecek kıvama gelirsin. taparsın arkadaşlarına, ailene. hayatın boyunca sana kötülük yapmış birine bile büyük bir şefkat ve merhametle yaklaşırsın. onun sevgisini kazanıp, gözünde değerli olduğun anda ise arkana bile bakmadan gidersin. artık intikamını almışsındır. onun sana yaşattıklarını bir bir yüzüne vurur ambole edersin insanı (sırf annem ikinci evliliğini yaptı diye ortalığı birbirine katmıştım, 2 ay aramamıştı beni efjkghd) aşkların hep çalkantılıdır. sürekli "bende ne buluyo olm bu?" diye sorarsın kendine. gözün kör olur, ondan başkasını düşünmezsin. ana gibi üstüne titrersin. gözlerinin içinde yaşatırsın onu hep. yanlış yapıldığı anda ise, iblis yüzün çıkıverir ortaya. ve bunlar öyle boş iblislikler olmaz. en zayıf noktalarından vurur, kan aktıkça kahkahalar eşliğinde o kan havuzunda kulaç atarsın. hayatın ya siyahtır, ya beyaz. borderline'da griye yer yoktur.

başlıkta tabir edilen psikolojik rahatsızlık seviyesinde olan kişilerin üzülmemesi gereken hastalık. en azından tanısı var, sebebi var. direk 'kişilik bozukluğu' denen bi illet var mesela, yüzyılın yeni trendi. sebebi de belli değil. allah o illete düşürmesin de, gerisi sorun değil, şifası bulunur elbet.

bu kişilik bozukluğu hastalığını, bende varmışcasına hissetmeye başlamış durumdayım. zira hastalıkla ilgili bahse geçen sorunların %70'i şuanda bende bulunuyor. ani öfke krizi, bağlanma korkusu, i̇çimde olan boşluk, ani değişimler, ani karar değişiklikleri, bir gün bomba gibi enerjik, ertesi gün ölü gibiyim. bu konuyla ilgili daha detaylı bilgisi olan beni yeşillendirsin. korkuyorum

ülkemizde çoğunlukla kadınlarda görülen travmatik hastalık. neden acaba kadınlar? çünkü bu topraklarda erkek diye hayvanlar yaşıyor.

bu kişilik bozukluğuyla ilgili film>> girl interrupted

he amk hepisiniz borderlinesiniz. hepiniz dengesizsiniz. gerçek bir borderline tanısalar yok lan ben normalim diyecekler de işte. hastalık hastası olmaya aşık bizim millet. bir keresinde borderline teşhisi kolay değildir. duygu durum bozukluğu ile de karıştırılabilir. en az 3 kere 600 soruluk aynı testi yaparlar. bana orospunun biri 4 ay emdr yaptı sonra emdr sana olmaz sen borderlinesin dedi. o 4 ay yanlış tedavi yüzünden senelerimi kaybettim, yetmedi ilaç bağımlısı oldum. hala sürünüyorum. ama sınırlarda yaşamak bir hayat stili. birde farkında olup yaşamak, kendini durdurmaya çalışmak falan çok boktan.

borderline kişilik bozukluğu olması mı daha kötü yoksa sırf ismi biraz havalı! geldiği için son dönemde peydah olan *bende borderline kişilik bozukluğu var yea* diyen insancıklar mı karıştırıyorum.

3-4 hafta önce başlığı görüp entryleri okuduktan sonra kendime teşhis koymayıp psikolağa gidince anladım ki gerçekten 3-4 senedir bu hastalığa sahipmişim. kötünün iyisi.

aa bak bende olabilir

gerçekten olduğunu düşünmüyorum ben de ama iki üç belirtiye sahibim. bu iki üç belirtiye sahip olduk diye bu hastalığı yaşayacak değiliz ya.

Bir diğer adıyla sınırda kişilik bozukluğudur. Klinik ortamda en sık rastlanan bozukluklardan biridir. Klinik psikolog Jonathan Kellerman: - Bu hastalar klinik olarak depresif, ısrarlı bir şekilde bağımlı, dürtü etkisiyle boşanmış, bir duygusal felaketten başkasına atlayarak yaşayan kişilerdir. Yataktan yatağa gezen, midelerini tıka basa dolduran, otobanda otostop çeken, kollarını çapraz yapıp oturmuş, üzgün bakışlı bank müdavimleri ve dikiş tutmayan ruhani yaraları olan bireylerdi. Egoları keten helvası kadar narindir ve akılları, en önemli parçalarının eksik olduğu bir yapboz gibi telafi edilemez bir şekilde parçalanmıştır. Hevesli şekilde rol yaparlar, kendileri hariç herhangi biri olma konusunda uzmanlaşırlar, yakınlık ister ancak bulduklarında geri çevirirler . Bazıları sahne ya da ekran cazibesine kapılırlar; bazıları da oyunculuğu çok daha gizli şekilde yaparlar... Sınırdaki kişiler, iç parçalayıcı boşluk hisleri için sihirli bir kurşun bulma ümidiyle terapistten terapiste koşarlar. Kimyasal ilaçlara yönelirler, sakinleştiriciler ve antidepresanları, alkol ve kokaini yalayıp yutarlar.

Sizlerin sevinçleri delilik seviyesine ulaşmıyor Ve hüzünleriniz intihar düşünceleri oluşturmuyor Keşke normal bir insan olabilseydim Hayatım cehennem olmasaydı Her insan gibi sevip mutlu olabilseydim ne boktan bir hayat bu. mutlu insan aptal insandır realitenin hammaddesi mutsuzluk. ne yapacağımı bilmiyorum. hayattan ne istediğimi de. amaci olmadan yasayamaz mi bir insan onurlu, saygi gorerek? nedir planli, programli yasamak hedefler dogrultusunda? hic mi caniniz sikilmaz? hic mi hevesiniz gecmez, motivasyonunuz dusmez? ne istedigimi bilmiyorum. ne is yapmak istedigimi de bilmiyorum. aslinda biliyorum; ama o kadar cesitli ki hangisini secmeli veya hangisinden baslamali kestiremiyorum. her sey cok bulanik. elle tutulur hicbir sey yok hayatimda. anlami olan, beni mutlu eden hicbir sey. intihar edemem, henuz degil en azindan. bir seyler var engelliyor beni. aslinda bazen cok keyif aliyorum yasadigim andan. gulumsemek geciyor devamli icimden yapiyorum da farketmeden. ama artik hicbir sey yoluna girmeyecek. yalnizliga mahkumum ben. baksana birileri geliyor ama ben kaybediyorum. kaybetmeliyim cunku hakikati ben biliyorum. insan yalnizdir ve mutsuz. insan olmak boyle bir sey. gercek insan... Edit: https://youtu.be/hf_MMDjkbOI